İstanbul'da yaşanan şiddetli yağış ve fırtına, hava trafiğini olumsuz etkiledi. İstanbul'dan kalkan iki ayrı uçuşta yaşanan olaylar, hava yolculuğunun risklerini bir kez daha gözler önüne serdi. Türk Hava Yolları'nın (THY) TK868 sefer sayılı İstanbul-Abu Dabi uçağı, kalkıştan hemen sonra yıldırım düşmesi yaşadı. Kaptan pilot, anons yaparak yolcuları durum hakkında bilgilendirirken, kontrol amaçlı uçağın İstanbul'a geri döndüğünü açıkladı. Yıldırımın uçak üzerinde herhangi bir hasara yol açmadığı belirtildi. Uçak, inişini sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdi ve yolcular gerekli kontrollerin ardından güvenli bir şekilde indirildi. Teknik ekip tarafından detaylı bir inceleme yapıldı ve güvenlik açısından herhangi bir sorun tespit edilmedi.

THY Uçağından Sonra Pegasus'ta da Yaşandı

Benzer bir olay ise Pegasus Havayolları'nda yaşandı. İstanbul-Çukurova seferini yapan Pegasus uçağı da kalkıştan kısa süre sonra yıldırıma maruz kaldı. Pilotlar, uçağın güvenliği için Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'na geri dönme kararı aldı. Yolcular uçaktan indirildikten sonra, yeni bir uçak tahsis edilerek seferlerine devam edildi. Her iki olayda da yolcuların güvenliği sağlanırken, hava koşullarının uçuşları ne kadar etkileyebileceği bir kez daha gösterilmiş oldu.

Yıldırım Düşmesi Sonrası Tedbirler

Hem THY hem de Pegasus uçaklarında yaşanan yıldırım düşmesi olaylarının ardından, her iki havayolu şirketi de uçakların güvenlik kontrollerinden geçtiğini ve herhangi bir hasar tespit edilmediğini açıkladı. Bu tür olayların sıklığının artmasıyla birlikte, hava koşullarına karşı daha dayanıklı uçakların geliştirilmesi ve güvenlik protokollerinin iyileştirilmesi gündeme geldi. Pilotların hızlı ve profesyonel tepkileri sayesinde herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.

Hava Muhalefeti ve Uçuş Güvenliği

Yaşanan olaylar, hava muhalefetinin uçuş güvenliği üzerindeki etkisinin altını çiziyor. Şiddetli fırtına ve yıldırım düşmeleri gibi hava olayları, uçakların güvenli bir şekilde uçabilmesi için büyük riskler oluşturuyor. Bu nedenle hava durumu raporları yakından takip edilmeli ve güvenliğin her şeyden önce geldiği unutulmamalıdır. Dünya genelinde havacılık sektörünün bu tür olaylara karşı tedbirlerini daha da güçlendirmesi gerekiyor.