Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi'nin sonuçlarını değerlendiren bir açıklama yaptı. Keçeli, zirve kararlarının Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)'nin uluslararası hukuka ve hakkaniyet ilkesine aykırı maksimalist iddialarını AB'ye dayatma çabalarını gösterdiğini belirtti. Bu durum, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını doğrudan etkilemektedir. Keçeli, AB'nin bu konudaki taraflı tutumunun bölgesel huzur ve istikrara zarar verdiğini vurguladı. Türkiye'nin Libya ile yaptığı ve deniz yetki alanlarını sınırlandıran 2019 tarihli Mutabakat Muhtırası'nın uluslararası hukuka uygun olduğunu ve Türkiye'nin meşru hak ve çıkarlarını koruduğunu tekrarladı. Sözcü, AB'nin hukuki geçersiz iddiaları yerine uluslararası hukuka uyulması çağrısında bulunması gerektiğini dile getirdi. Türkiye, Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını uluslararası hukuk çerçevesinde savunmaya kararlılıkla devam edeceğini açıkladı. Bu gelişmeler, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde yeni bir gerginlik döneminin başlangıcı olabilir. AB'nin tutumu, bölgesel dengeyi ve işbirliğini önemli ölçüde etkileyebilir.

AB'nin Taraflı Tutumu

AB'nin, Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanları gibi hassas konularda siyasi saiklerle hareket etmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Keçeli, AB'nin tüm üye ülkelerini uluslararası hukuka riayet etmeye çağırması gerektiğini vurguladı. Bu durum, AB'nin tarafsızlığını ve bölgesel istikrara verdiği önemi sorgulamaktadır. Uluslararası hukukun üstünlüğünün korunması, bölgesel barış ve güvenlik için şarttır. Türkiye'nin meşru hakları göz ardı edilmemelidir. AB'nin bu konudaki yaklaşımında bir değişiklik olması gerekmektedir. Bu durum, Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri de etkileyecektir.

Türkiye'nin Kararlı Tutumu

Keçeli, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki meşru hak ve çıkarlarını uluslararası hukuk çerçevesinde kararlılıkla savunmaya devam edeceğini yineledi. Bu tutum, Türkiye'nin bölgedeki varlığını ve etkisini korumayı amaçlamaktadır. Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını sonuna kadar kullanacaktır. Bu durum, bölgede gerilimin artmasına neden olabilir ancak Türkiye'nin kararlı tutumu değişmeyecektir. Diğer ülkelerin de uluslararası hukuka uyması beklenmektedir.

2019 Mutabakat Muhtırası'nın Önemi

2019 yılında Türkiye ve Libya arasında imzalanan Mutabakat Muhtırası, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki meşru hak ve çıkarlarının korunması için büyük önem taşımaktadır. Bu muhtıra, uluslararası hukuk çerçevesinde yapılmış olup, Türkiye'nin deniz yetki alanlarının belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Muhtıra'nın geçersiz sayılması girişimi, uluslararası hukukun çiğnenmesi anlamına gelir. Türkiye, bu muhtırayı savunmaya ve uygulanmasını sağlamaya kararlıdır. Bu, bölgesel istikrar için de önemli bir faktördür.